Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

karga gibi

  • 1 karga gibi

    весь вы́сохший, почерне́вший, худю́щий

    Türkçe-rusça sözlük > karga gibi

  • 2 karga gibi

    adj. croaky, corvine

    Turkish-English dictionary > karga gibi

  • 3 karga gibi ötmek

    v. croak

    Turkish-English dictionary > karga gibi ötmek

  • 4 karga

    воробе́й (м) во́рон (м) воро́на (ж)
    * * *
    зоол.
    во́рон, воро́на
    ••

    karga karganın gözünü oymazпосл. во́рон во́рону глаз не вы́клюет

    - karga derneği
    - karga gibi

    Türkçe-rusça sözlük > karga

  • 5 karga

    "crow. - beyni prov. a dish prepared with yogurt and grape syrup. -lar bok yemeden vulg. very early in the morning. -yı bülbül diye satmak colloq. 1. to praise the politeness and refinement of someone rude and unrefined. 2. to try to pass off someone/something ugly as beautiful; to swindle someone. - derneği assemblage of fools or scoundrels. - gibi swarthy and skinny. - sekmez lonely, deserted (place). - taşlamak slang to pester a girl with improper advances. - yürüyüşü moving forward by hopping while in a squatting position (an exercise)."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > karga

  • 6 croak

    n. karamsar kimse; şom ağızlı kimse
    ————————
    v. gaklamak, kurbağa gibi ses çıkarmak, vaklamak, karga gibi ötmek, boğuk ses çıkarmak; ölmek, öldürmek; fertiği çekmek
    * * *
    1. vakvakla (v.) 2. vak vak (n.)
    * * *
    [krəuk] 1. verb
    (to utter a low hoarse sound like that of a frog: I could hear the frogs croaking.) gaklamak, vakvaklamak
    2. noun
    (such a sound.) gak, vak vak; kurbağa/karga sesi

    English-Turkish dictionary > croak

  • 7 corvine

    adj. karga gibi, kuzgun gibi, karga

    English-Turkish dictionary > corvine

  • 8 corvine

    adj. karga gibi, kuzgun gibi, karga

    English-Turkish dictionary > corvine

  • 9 croaky

    adj. kurbağa gibi, karga gibi, boğuk

    English-Turkish dictionary > croaky

  • 10 croaky

    adj. kurbağa gibi, karga gibi, boğuk

    English-Turkish dictionary > croaky

  • 11 crow

    n. karga, kargaya benzer kuş; zenci; sevinç çığlığı, çığlık; horoz sesi
    ————————
    v. ötmek (horoz), horoz gibi ötmek, ötmek; sevinç çığlığı atmak, sevinmek, havalara uçmak (Argo); hava atmak, övünmek
    * * *
    1. karga 2. öt (v.) 3. karga (n.)
    * * *
    [krəu] 1. noun
    1) (the name given to a number of large birds, generally black.) karga
    2) (the cry of a cock.) horoz ötüşü
    2. verb
    1) ((past tense crew) to utter the cry of a cock.) ötmek
    2) (to utter a cry of delight etc: The baby crowed with happiness.) 'aguu' demek

    English-Turkish dictionary > crow

  • 12 ıslak

    "wet; damp. - kargaya/sıçana dönmek to get soaked to the skin; to look like a drowned rat. - karga/sıçan gibi durmak 1. to look frightened, seem scared. 2. to seem very hesitant. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ıslak

См. также в других словарях:

  • karga gibi — çok zayıf ve esmer (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karga — 1. is., İt. carga 1) Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması 2) den. Yelkenleri toplama Birleşik Sözler karga tulumba Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karga etmek 2. is., hay. b. Kargagillerden, kanatları geniş, tüyleri kara renkte,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NEAB — Karga yavrusu. * Horoz veya karga gibi ötme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NAİB — Karga gibi çirkin sesli kuşların öt …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MİNKAR-I MAHRUT — Gagaları konik biçimde ve kuvvetli olan kuşlar. (Serçe, karga gibi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Replikas — Not to be confused with Replika , the Code Lyoko episode, see List of Code Lyoko episodes Replikas Origin İstanbul Genres avant rock, experimental rock, psychedelic rock Years active 1996–present …   Wikipedia

  • kargaburnu — is., tek. 1) Uçları karga gagası gibi kıvrık olan araçların ortak adı 2) Tel bükmekte kullanılan ve uçları sivri koni biçiminde olan metalden bir tür kıskaç 3) Sanayide küçük ve yuva içine yerleştirilmiş vidaları sökmeye yarayan ince, uzun ağızlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılavuz — is. 1) Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik. F. R. Atay 2) Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb Öğrenci kılavuzu. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»